2010 yılının 6. Ayında bugün, gece yarısında yakın bir saatte, evde oturdum ve yazımı karanlıkta yazıyorum.

Teknolojiyi meslek olarak da seçmiş bir kişi olarak, teknolojinin her türlüsüne merakım var. Etrafımda PC, TV, modem, media player, oyun konsolu ve diğer türlü teknolojik mahlukat bir kol mesafesinde beni bekliyor. Ama karanlıkta...

Karanlıkta, çünkü 2010 yılının 6. Ayında bugün, İstanbul’un göbeğinde, elektrik kesik. Yazımı karanlıkta ve notebook’un pilinin son kalan yüzdeleriyle yazıyorum.

Aslında böyle bir güne çok yakışan bir gece oluyor. Elektrik yoksunluğu içinde geçen bu gecenin gündüzünde, bütün günümüzü, acaba Google da mı yasaklandı, acaba bu kez neden yoksun kalacağız, acaba biz bunu haketmek için ne yaptık, veya daha doğrusu yapmamız gereken neleri yapmadık da başımıza bunlar geliyor diye geçirdik çünkü.

Google yasaklanmış, IP bloklanmış, kanun öyleymiş, böyleymiş bunlar yan meseleler. Meselenin özü, herhalde bizim ülke olarak karar vermemiz gerekiyor. Biz elektik veya Google erişimi kesildiğinde şaşıran, utanan ve kaçırdıklarını görebilen bir ülke mi olacağız, yoksa nasılsa çekmecede hala yarım bir mum var diye durumu sallamayan bir ülke mi?

Sorunun yanıtını boşuna Google’da aramayın, erişimler kesik.